KUZEY KÜRDİSTAN BİRLİK VE ÇÖZÜM KONFERANSI SONUÇ BİLDİRGESİ

17 Haziran, 2013
21204
KUZEY KÜRDİSTAN BİRLİK VE ÇÖZÜM KONFERANSI SONUÇ BİLDİRGESİ

KUZEY KÜRDİSTAN BİRLİK VE ÇÖZÜM KONFERANSI

SONUÇ BİLDİRGESİ


15-16 Haziran 2013 tarihinde değişik siyasi, etnik, inanç gruplarının temsilcileri olarak Amed’te gerçekleştirdiğimiz konferansımız, tarihi önemde kararlar alarak başarıyla sonuçlanmıştır. Kürdistani tüm renklerin buluşmasıyla, iki günlük yoğun tartışma ve değerlendirmeler ışığında elde ettiğimiz sonuçları, tüm Kürdistan ve dünya halkları ile paylaşıyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti, resmi kurucu ideolojisiyle tekçi ulus-devlet anlayışının en ağır örneğini yaşatmıştır. Kuzey Kürdistan’da Kürt Halkı ve Kürdistani tüm toplulukları baskı ve sömürüyle yok etmeye-göç etmeye ve Türklük içinde eritmeye zorlamakla kalmayıp, Anadolu’daki farklılıklara da yaşam hakkı tanımamıştır. Bu bağlamda, Asuri-Süryani, Ermeni, Laz, Gürcü, Alevi, Hristiyan, Musevi, Arap, Çerkez, Türkmen, Mıhallemi, Ezidi, Romanlar, gibi halklar ve kültürler ile İslami grup, cemaatler ve özellikle kadınlar inanılmaz bir baskı ve yıldırma mekanizmasının mağdurları olmuştur.

Son yüzyılımız tekçi sisteme karşı Kürdistan ülkesinde başkaldırı ve özgürlük mücadelesi ile geçmiştir. Her defasında yok edilme politikalarına karşın, bugün bu tarihi buluşmayı gerçekleştirmemizde büyük bir öneme sahiptir. Konferansımız, bu serhıldanlarda hayatını kaybetmiş ve şehit olmuş herkesi minnet ve saygıyla yad eder, rahmetle anar.

Bu serhildanlar geleneğinin bir parçası olan PKK öncülüğündeki Kürt başkaldırısı son 30 yıldır sürmektedir. Türkiye Cumhuriyetinin bu dönemde de tüm imha, inkar ve baskı uygulamalarına rağmen Kürt halkının direnci kırılamamıştır.

Barış ve özgürlük özlemi içinde, Kürdistani kimliklerin katılımıyla toplanan konferansımız, Kürdistan ve tüm bölgenin özgür geleceği için anlamlı bir adım atmış ve tarihi kararlara ulaşmıştır.

 Konferansımızın aldığı kararlar şu şekildedir:

1. Sn. Abdullah Öcalan Kürt Sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için tarihi bir fırsat yaratmıştır. Kürt hareketi sorunun barışçıl ve demokratik çözümü için samimi ve ciddi adımlar atmıştır. Konferansımız hükümetin aynı ciddiyetle ve samimiyetle adımlar atması gerektiğini ifade etmiştir.

Delegasyonumuz, bu aşamada, hükümetin hala kullanmakta olduğu dil ve üslup, yeni karakol yapımları, koruculuğa yeni kadroların açılması ve askeri hareketlilik gibi uygulamalardan kaygı duymaktadır. Kamuoyunda güven yitimine ve samimiyetin sorgulanmasına yol açan bu uygulamaların derhal sonlandırılması çağrısında bulunur.

Konferansımız, bu bağlamda, müzakere sürecini sağlıklı ve güvenli bir biçimde sürdürülmesi için demokratik çözüm sürecinin başat aktörü Sn. Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep eder.

2. Kürdistan halkları kendi tercihleriyle statülerini (özerklik-federasyon-bağımsızlık gibi) belirleme hakkına sahip olduğunu, Kürdistan halklarının kendi kaderini tayin hakkının sadece Kürdistan halkının kararına ve onayına bırakılması Konferansımızda ortaklaşılan bir ilkedir. Konferansımız Kürdistanın bir statüsü olmadan Kürt sorununun nihai olarak çözülemeyeceğini karar altına almıştır.
3. Delegasyonumuz, çağdaş demokratik bir anayasa yapılmasını talep eder. Kürdistan Halklarının kendi kimliği ile örgütlenme özgürlüğü, anadilde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olarak kabulü, anayasal güvence altına alınmalıdır.

4. Yoksulluk, göç, işsizlik, ekolojik tahribat gibi devasa toplumsal sorunlar, Kürdistan’da tüm yoğunluğuyla yaşanmaktadır. İçerisinde siyasetin-sivil toplum örgütlerinin-yerel yönetimlerin ve farklı grupların da olduğu bir mekanizma kurularak, kamu kaynaklarının pozitif ayrımcılık ilkesi temelinde Kürdistana aktarılmasının sağlanması gerektiğini önemle vurgular.

Konferansımız Kürdistanın geleceğinin inşasında gençliğe olan inancını ifade eder ve iradesini önemser.

5. Başta hasta ve çocuk tutsaklar olmak üzere cezaevlerindeki tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Faili meçhullerin aydınlatılması ve toplu mezarların ortaya çıkarılması için devlet sorumluluklarını yerine getirmelidir.

6. Konferansımız 21. yy. en temel sorunlarından birisinin cins çelişkisi olduğu tespitinden hareketle, toplumsallığın en dinamik parçası ve kurucu aktörü olan kadının durumunun toplumdan ayrı ele alınamayacağına dikkat çeker. Kadına yönelik her tür müdahale aynı zamanda topluma yapılan bir müdahaledir. Konferansımız kadına yönelik her türlü saldırının karşısında olduğunu ilan eder. Kürt kadının Kürdistan mücadelesinde oynadığı rol tüm dünyaya örnek olacak şekildedir. Kadının, toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde, özgün ve özerk yapısıyla, karşı cinsle eşit boyutta toplumsallığın her kademesine eşit katılma kararlılığını benimser.
7. Kürdistan coğrafyasında yaşayan Ermeni, Asuri-Süryani, Arap, Mıhallemi ve Türkmen gibi birçok halk ile Müslüman, Hristiyan, Musevi, Ezidi ve Aleviler gibi inanç grupları hem devletin politikaları nedeniyle hem de bu politikaların yol açtığı yanlış bilinç nedeniyle önemli zorluklar yaşamaktadır. Öncelikle tüm bu geçmişle yüzleşerek, yeni, eşit bir yaşam kurmak gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle kimliklerin özgürce ve inançları doğrultusunda yaşayabilmeleri ve gereken koşulların sağlanması için Konferansımız etkin çaba içinde olacaktır. Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı 20.YY. boyunca tekleştirici politikalar nedeniyle kendi topraklarından kopmuş tüm kesimleri geri dönmeye çağırır.
8. Konferansımız, Rojava parçasında kendi özgücüyle ve kendi özgün siyasetiyle gerçekleşen halk devrimininin yanında olduğunu belirtir. Kürt Yüksek Konseyi şahsında, birliğini ve ittifakını büyük ölçüde sağlamasını önemli görür. Rojava’da elde edilen kazanımların her Kürdistanlı tarafından korunması gerektiğine işaret eder. Diktatörlük rejimi ve Suriye muhalefetinde yer alan kimi çeteci grupların Rojava’ya yönelik tüm saldırılarını kınar. Konferansımız Rojavanın, sınır kapılarının açık tutularak tüm Kürdistanlıların Rojavaya yardım yapması çağrısında bulunur. Uluslar arası camiayı Suriye ile ilgili mekanizmalara Rojava Kürdistanını resmi olarak dahil etmesini talep eder.
9. Ulusal Konferansın toplanmasının yaşamsal önemde olduğunu ifade eden konferansımız, Kuzey Kürdistan Konferansı olarak bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceği iradesini beyan eder. Irak Cumhurbaşkanı Sn Celal Talabani, Kürdistan Federe Bölgesi Başkanı Sn Mesut Barzani, KCK Başkanlık Konseyi ve tüm diğer Kürdistani güçleri, Ulusal Konferans’ın bir an önce toplanması için girişimde bulunmaya çağırır.

10. Konferans delegasyonu, Kürdistan davasına katkı sunmuş her siyasi şahsiyet ve yapının emeğine saygı ve minnetle yaklaşır.


11. Konferansımız BM, İKÖ, AB ve dünya halklarını Kürdistan halkının adalet, özgürlük, eşitlik için verdiği mücadelesine karşı sorumlu davranmaya davet eder.

Konferansımız tüm uluslar arası örgüt ve devletlerden PKK’nin terör listesinden çıkarılmasını talep eder.
12. Konferans delegasyonu Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı’nın      iradesini temsil edecek “Birlik ve Çözüm Komitesi” oluşturma kararı vermiştir. Bu mekanizma, yeni katılımlara açık bir şekilde konferansın aldığı tüm kararları takip etme, uygulama ve ihtiyaç duyduğu alanlarda komisyonlar kurma ve daha sonraki dönemlerde Konferansı yeniden toplama iradesine sahiptir. Bu komite demokratik müzakare sürecinin etkili organı olma misyonuyla çalışmalarını yürütür.
13.    Konferansımız; Türkiye halklarını, Konferansımızda açığa çıkan iradeyi tanımaya,    esas almaya ve Türkiye Cumhuriyeti devletini Kürt halkının haklarını tanıması için baskı kurmaya çağırır. Aynı zamanda Konferansımız demokratik ve meşru mücadelesini destekler.

Konferansımız ve birliğimiz tüm Kürdistan halkına hayırlı olmasını diliyoruz.  Selamlar ve hürmetler.

Encamnameya Konferansa Yekîtî û Çareseriyê ya Bakurê Kurdistanê

KURDISTAN BI HEBÛNA XWE YA PIRANIYÊ Û YEKÎTIYA XWE VE
BER BI AZADIYÊ VE DIMEŞE!


Em wek nûnerên komên cuda yên siyasî, etnîk û baweriyê ku me di 15 û 16’ê Hezîrana 2013’an de li Amedê konferansa xwe pêk anî, em bi awayekî serkeftî gihîştin biryarên xwedî girîngiyeke dîrokî û encaman. Li dawiya nîqaşên gur û nirxandinên du rojan ên hemû rengên Kurdistanî, encamên ku me bi dest xistine, ji hemû gelên Kurdistan û dinyayê re radigihînin û bi wan re parve dikin.

Komara Tirkiyeyê, bi îdeolojiya fermî ya damezirîner, nimûneya herî ne baş a feraseta dewleta neteweyî ya tekperest daye sepandin. Wê tenê nexwestiye ku li Bakurê Kurdistanê gelê kurd û hemû civatên Kurdistanî bi pêkutî û kedxwariyê , bi tunekirin û koçkirinê di nav tirkîtiyeke de bi zorê wan bihelîne, her wiha li Anatoliyayê jî bi ser hemû cudahiyan de firset ne daye ku bijîn. Ji vî aliyî ve gel û çandên mîna asûrî-suryanî, ermenî, laz, gurcî, elewî, xirîstiyan, mûsewî, ereb,, çerkez, roman, tirkman, mihelmî û êzîdî û komên îslamî û cemaet, û bi taybetî jin bûne mexdûrên çewsandin û mekanîzmayên çavtirsandinê yên hovane.

Li Kurdistanê sedsala dawî, bi serhildaneke hejmetkar û têkoşîneke azadiyê derbas bûye. Her carê, li hember polîtîkayên tunekirinê lê dîsa bi saya raboriya xwe ya rûmetdar em dikarin vê dîdarî û hevdîtinê pêk bînin. Konferansa me, hemû şehîdên xwe û mirovên ku jiyana xwe ji dest dane yên ku di nav van hemû serhildanan de, bi minet û rêzdariyê û bi rahmet bi bîr tîne .

Serhildana di bin pêşengiya PKK’ê de ku ew xelekek van berxwedanan e, 30 sale didome. Digel hemû îmha, înkar, tehde û sepandinên Komara Tirkiyeyê ê wî demî jî, berhilistî û berxwedana gelê kurd nehatiye şikandin.

Di nav hesreteke wiha ya aştî û azadiyê de, konferansa me ya ku bi beşdariya hemû nasnameyên Kurdistanî ve civiya, ji bo dahatûya azad a Kurdistan û hemû herêmê, îradeyeke mezin derxistiye holê û îmzaya xwe avêtiye binê biryarên dîrokî.

Biryarên ku Konferansa me stendine wiha ne:

1. Birêz Abdullah Ocalan ji bo çareserkirina pirsgirêka Kurd bi rêyan demokratîk û aşitîyane derfeket dîrokî afirandiye. Tevgera Kurd ji bo wê gavên micid û samîmî avêtiye.Konferansa me dixwaze ku hikumet ji bi hema micidî û smîmiyetê gav bavê je.

Delegasyona me, di vê merheleya hanê de, ji bikaranîna zimanê hikûmetê û retorîkê wê heta bi amadehiyên leşkerî, çêkirina qereqolên nû û ji ber sepandin û pêkanînên der barê cerdevaniyê de, endîşedar e. Em bang dikin ku ew dawî li van kirinan bîne, ji ber ku ev yek dibin sedemên têkçûna pêewlebûnê û muhakemekirina samimiyetê.

Konferansa me, ji bo ku pêvajoya muzakereyan bi awayekî ewledar û bi selamet bê domandin, azadiya Birêz Abdullah Ocalan ku  aktora sereke ê wê pêvajoyê ye dixwaze.

2. Gelê Kurdistanê bi tercîha xwe statuyên xwe, ango xweserî-federasyon-serxwebûn wek mafekî xwe dibîne û dide diyarkirin, her wiha gelê kurdistanê der barê dahatûya xwe de xwedî gotinê ye û mafê diyarkirina çarenûsê jî ji biryar û pesendkirina gel re hatiye hiştin ku ew prensîb jî di konferansa me de bi hevparî biryar li ser hatiye dayîn. Her wiha Konferansa me gihîştiye wê biryarê ku heta Kurdistan nebe xwedî statuyekê, meseleya kurdan jî çareser nabe.

3. Delegasyona me dixwaze ku Makezagoneke demokratîk û hemdem bê çêkirin.  Xwestekên gelên Kurdistanê ên mîna azadiya bi nasnameya xwe  birêxistinbûn, perwerdehiya bi zimanê dayikê û fermîtiya zimanê Kurdî divê di bin ewlehiya Makezagonê de bin.

4. Pirsgirêkên giran ên mîna xizanî, koçberî, bêkarî, rûxandinên ekolojîk bi dilşewatî li Kurdistanê têne jiyîn. Bi girîngî diyar dike ku; divê makenîzmayeke ku tê de siyaset, rêxistinên civaka sivîl, rêvebirinên cîkî û komên cuda hebin bê sazkirin û ev bike ku kan û jêderên giştî li ser bingeha rêgeza cudakariya pozîtîf bêne gihandinî herêmê.
Konferansa me bi ciwanên Kurdistanê bawere ku di awakirina pêşeroja Kurdistanê de û îradeya wan giring dibîne.
5. Konferansa me dixwaze ku zagon bêne guhertin ku di serî de girtiyên nexweş û zarok û hemû girtiyên siyasi serbest bêne berdan.
Dewlet divê berpirsyarên xwe di hêla ronîkirina faîlî mechul û derxistina gorên komî de bîne cih.
6. Konferansa me diyar dike ku di sedsala 21’emîn de yek pirsgirêka bingehîn jî nakokiya zayendî ye, rewşa jinan ku ew parçeyên sazûmankar û herî dînamîk ên civakîbûnê ne, ji rewşa civakê ne cuda ye û dipejirîne ku  her cure arasteyên li ser jinan di heman demê de arasteyên li ser civakê ne. Li ser vê bingehê konferansa me îlan dike ku li hemberî her cure êrîşên li ser jinan ên maddî û manewî ne. Rista ku jinên kurd di têkoşîna Kurdistanê de anîne cî, ji bonî hemû cîhanê mînak e. Û konferansa me gihaştiye wê biryarê ku di bingeha wekheviya zayendî ya civakîn de jin bi awaya xwe ya resen û xweser, bi mêr re bi rewşa wekhevî dikare di her warê civakîn de tevlêkar be.

7. Gelên mîna ermenî, asurî-suryanî,, ereb, mihellemî û tirkmen û komên baweriyên mîna misliman, xiristiyan, mûsewî, ezdî û elewî ku li ser erdnîgariya Kurdistanê dijîn him ji ber polîtîkayên dewletê û him jî ji ber hişmendiya şaş û ya ku van polîtîkayan rê daye, zor û zehmetiyên girîng dijîn. Pêşîn, em di wê baweriyê de ne ku divê em bi tevayê vê dahatûyê re rû bi rû bibin û jiyaneke nû û wekhev ava bikin. Bi vê sedemê ji bonî şert û mercên ku nasname bi azadî û li gorî baweriyên xwe bikaribin bijîn pêk bên, Konferansa me ew ê di nav hewildanên çalakdêr de be.  Konferansa Yekîtî û Çareseriyê ya Bakurê Kurdistanê bangî hemû beşên ku ji ber polîtîkayên tekanekirinê yên di tevayê sedsala 20’emîn de ji axa xwe bi dûr ketine dike ku, paşde vegerin.

8. Konferansa me nişan dike ku li gel şoreşa gel a Rojava ku gel bi siyaseta xwe ya xweser û bi hêza xwe pêkanî ye. Rojavayê Kurdistanê ku di kesayeta Desteya Bilind a Kurdan de bi awayeke girîng yekîtî û tifaqa xwe pêkanî giring dibin e. Di serî de em diyar dikin ku bidestxistinên wan divê ji aliyê tevayên kurdan ve bêne parastin. Konferansa me lehnetê li çeteyên ku ji aliyê rejima dîktator têne xwedîkirin û di hundirê mixalefeta Sûrî de cî digirin tîne, ku êrîşên hovane dibin ser gelê me yê Rojava. Konferansa me dixwaze deriyên sînor yên Rojava vekirî bimine û  bang dike tevahiya Kurdistaniyan alikariya Rojava bike. Her dîsa divê camiaya navnetewî di mekanîzmayên bi mijara Suriye yê têkildar Kurdistana Rojava bi fermî tevlî bike.

9. Konferansa me tîne ziman ku, kombûna Konferansa Neteweyî ya ku tevayê parçeyan di nav xwe de dihewîne xwedî girîngiyeke jiyanî ye, ji bonî ku yekîtiya neteweyî di asta herî jor de pêk bê, em weke Konferansa Bakurê Kurdistanê çi berpirsiyariya ku bê ser me, em ê bi cî bînin. Dîsa em bang dikin ku Serokkomar Birêz Celal Talabanî, Serokê Herêma Kurdistana Federal Birêz Mesut Barzanî, Serokatiya Konseya KCKê û tevayên hêzên Kurdistanî hewlbidin ku Konferansa Neteweyî rojek beriya rojekê kom bibe.

10. Delegasyona Konferansê, rêzdarî û minetdariyê ji keda her kes, kom û rêxistinên ku tevkarî dane doza Kurdistanê re şanî dide.
11. Konferansa me   YN, RKÎ, YE, û gelên dinyayê davet dike ji bo ku têkoşîna ku gelê Kurdistanê ji bonî edalet, azadî û wekheviyê dide, bi berpisyariyeke tev bigere.
Her disa Konferansa me  ji rexistinên navnetewî û devletan dixwaze PKK ji listeyên terorê derkeve.

12. Konferansa me, li ser tevayê biryarên ku girtine, tespîtên ku danîne holê û bangên ku kirine îradeya ji niha û pê ve pêvajoyê ji nêzîk ve bişopîne, midaxîl bibe û rasterast tevlî pêvajoyên biryargirtinê bibe daniye holê. Girêdayî vêna, biryar daye ku makenîzmayeke ku rengdariya tevayên delegasyonên konferansê binimîne bi navê “Komiteya Yekitî û Careserî”, ava bike. Ev makenîzma, ew ê ji tevlêbûnên nû re vekirî be û xwedî îradeya ku tevayên biryarên ku konferansê girtine bişopîne, pratîze bike û di qadên hewcedarî de komîsyonan ava bike û di serdemên pêşde ji nûvde Konferans ê bicivîne ye. Ew Komîte  pêvajoya muzakereyên demokratîk de bi misyona saziya bi bandor dê xebatên xwe bimeşîne.
13. Konferansa me bangî gelê Tirkiyeyê dike hûn jî îradeya me ya ku di vê Konferansê derket holê nas bikin, esas bigirin û pêkûtiyê deynin ser dewleta Komara Tirkiyeyê ku mafên gelê kurd nas bike. Konferansa me piştgirî dide tekoşina meşru û demokratik ê gelên Tirkiye yê.


Konferansa me û yekitiya me, ji tevehiya gelê Kurdistanê bi xêr be. Silav û hurmet.