Dengbêj Evi’nin Acele Kamulaştırma Davası hk.

09 Kasım, 2018
11959
Dengbêj Evi’nin Acele Kamulaştırma Davası hk.


 




BASINA VE KAMUOYUNA


Bilindiği üzere yaklaşık üç yıl önce 2 Aralık 2015 tarihinde güvenlik gerekçesiyle kentimiz Diyarbakır’ın kentsel sit alanı olan binlerce yıllık tarihi geçmişi olan Sur içi’nde altı mahallede sokağa çıkma yasağı ilan edildi ve akabinde çatışmalar yaşanmıştı. 

Her yönüyle ağır tahribatların yaşandığı ve sonrasında resmî kurumlarca gerçekleştirilen yıkımlarla binlerce yıldır yaşamın kesintisiz biçimde sürdüğü Sur’lunun yaşam alanları olan  mahalleler adeta bir çöle çevrilmişti. Bu alanda bulunana binlerce yapı kurtarılabilinecekken  özellikle yüzlerce tarihi tescilli yapı ile birlikt yıkılmış herhangi bir kalıntı dahi bırakılmamıştı yani tarihi bir suç işlenmişti..

Hemen sonrasında Siyasi İktidar soylulaştırma iddası, kendisi için tehdit olarak algıladığı bölgede demografiyi değiştirme arzusu,ekonomik ve siyasi rant amaçlı eline aldığı hukuk sopasıyla halkı yerinden ettirdiği yaşam alanlarını dağıttığı Sur’da 21 MART 2016’da acele kamulaştırma “zorla el koyma” kararı almıştı.

Bakanlar Kurulunun 2012 yılında “riskli alan” kararına dayanarak bu ilanı yapmıştı. 21 Mart 2016’da   aldığı kararla 7714 parselin 6292’si için neredeyse Sur içi’nin tamamına devlet zor ile el koyma kararı almıştı. Bu parseller içinde 151’ i anıtsal olmak üzere toplamda 592 tescilli yapı ve kamu binaları olan yani halkın olan Surp Giragos Kilisesi,Hasan Paşa Hanı, Dört Ayaklı Minare, Meryem Ana Kilisesi, Ermeni Kilisesi ve Dicle Fırat Kültür Merkezi gibi bir çok  tescilli yapılarda bulunmaktaydı.Yani kamu yapılarına kamu adına el konulma gafletine yeltenilmilşti.

Halka rağmen halkın mülküne el konulmayacağının yanında, özellikle kamu malına devlette olsan ikinci defa kamu adına el koyamayacağını bilmeyecek kadar acemilikler yapıldı. 

Yüzlerce tescilli yapı arasında mülkiyeti odamıza ait olan mala Dengbêj’a da bu karar kapsamına alınan tescilli yapılardan biri olmuştur.

Bu karar sonrası da belirttiğimiz gibi bu karar sanki özellikle o güne yani 21 Mart’a yetişsin de ne sonuç doğuruyorsa doğursun denilmiş olacak ki bu tür ciddiyetten uzak hukuk ile bağdaşmayan bu tabloyu karşımıza çıkartmıştır.

Karara karşı o dönem meslek örgütlerimiz ve sivil toplum kuruluşları tarafından çeşitli eylemsellikler geliştirilmiş ve iptali için davalar açılmıştır.

Biz de bakanlar kurulu kararından hemen sonra  Mimarlar Odası olarak mülkiyeti odamıza ait olan ve kürt sözlü edebiyatını  ve yaşanmışlıklarını günümüze taşıyan Dengbêj kültürünün devamlılığına katkı olması amacıyla kente kazandırılan tarihi-tescilli yapımızın kamulaştırma kararının iptaline yönelik yargı yoluna başvurmuştuk. Başvurumuz  Danıştay 6. Dairesinden yana red edilmişti. Ancak temyiz istemimiz sonucu mülkümüz olan Dengbêj Evi nin acele kamulaştırma kararı DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU tarafından  2 ye karşı 8 oy ile iptal edilmiştir.

Gerekçeli kararda özet olarak belirtmek gerekirse korunması gerekli  kültür varlıklarının yani tescilli yapıların kamulaştırılamayacağı belirtilmiştir. Bu karar tüm tescilli yapılar için de emsal niteliğinde olduğunu da belirtmek isteriz.Dolayısıyla henüz kararın iptali için dava açmayan tescilli yapı sahipleri hukuk yoluna başvurmalıdırlar. 

 Biz mimarlar odası olarak belirtmek isteriz ki sadece tescilli yapılar değil Surdaki tüm parseller için alınan acele kamulaştırma kararırının iptal edilmesi gerekmektedir. Gerek yapısal alanlarda gerekse de toplumsal alanda gelişen bu yıkımın daha fazla ilerlemeden durdurulması için mahkemeler gerekli iptal kararların bir an önce alınması iradesini göstermelidirler.

Mimarlar odası olarak doğamıza kentimize tarihimize karşı gelişen her türlü yıkımın karşısında olacağımızı kamuoyu ile bir daha paylaşmak isteriz.


                                    

              MİMARLAR ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ