Çerezler & KVK (Kişisel Verileri Korunması) Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için aydınlatma metni ve çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
BDP Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkan adaylarıyla yapılan toplantıda Şube Başkanımız Merthan Anık'ın yaptığı konuşma
Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Adına Herkesi Saygıyla Selamlıyorum.
Mimarlar odası adına ben ve yönetim kurulu arkadaşlarım Kent fotoğrafının bütününe ilişkin birkaç tespit yaparak yeni yönetimden bazı taleplerde bulunacaz. Söyleyeceklerimiz elbetteki kimseyi zan altında bırakmak maksatlı değil. Özellikle sizlere yeni yönetime şimdilik bir eleştirimiz olamaz. Hatta adaylıklarınınız açıklanmasından bu güne yapmış olduğunuz toplantılarda kente dair ezber bozan söylemleriniz gelecek döneme ilişkin bizleri umutlandırıyor.
Değerli arkadaşlar; Mimarlar odası maalesef bu kentte Belediyeler yüzünden en fazla eleştiriyi alan kurumların başında geliyor. Özellikle imar uygulamalarında yapılan her yanlış için insanlar kapımızı çalıp Mimarlar Odası neden bu yanlışlara izin veriyor diye soruyorlar. Bizde şu cevabı veriyoruz; Planlama süreçlerine ve İmar uygulamalarına maalesef bizim müdahil olma şansımız yok. Belediyeler bazı kararları alırken ne bu kentin mimarlarına, ne onların meslek odalarına nede kentin diğer dinamiklerine danışmıyorlar. Bu kararlar genelde kapalı kapılar ardında alınıp resmileştiriliyor ve biz mimarların önüne de resmi evrak olarak sunuluyor .Bu aşamadan sonra mimarlar odasının bu uygulamaya izin vermeme engelleme gibi bir şansı kalmıyor.Serbest piyasada çalışıp para kazanmak zorunda olan biz mimarlarda bu yanlış uygulamaların altına maalesef imza atmak zorunda kalıyoruz.
Bu kentin mimarları yeni yönetimden öncelikle şunu talep ediyor; Lütfen bu kapıları bu kentin dinamiklerine ardına kadar açın. Planlama süreçlerine ilgili kurumları dahil edin.
Değerli arkadaşlar; Çevre Şehircilik Bakanlığı ve onun yarattığı en büyük canavar kurumlardan olan TOKİ’nin kentlere karşı başlattığı rant saldırısından Kürdistan kentleri de maalesef nasibini almış durumda. Van depremi bahane edilerek çıkarılan kentsel dönüşüm yasaları hiçbir koşula bağlı kalmadan yaşam alanlarımızı elimizden alıp başkalarına satabiliyor. Bu kentin sivil toplum örgütleri olarak bu yasaların karşısında durduğumuzu defalarca açıkladık. Hali hazırda devam eden kentsel dönüşüm projelerine katılmadığımızı defalarca söyledik ama yaşadığımız kentte toplumsal bir reaksiyon oluşturma noktasında maalesef eksik kaldık.Neden? Çünkü yürütülen kentsel dönüşüm projelerinin bir ayağıda Diyarbakır Belediyeleriydi. Demokrasi kültürümüz henüz o noktaya gelmemiş olacak ki Belediyelerin yanlışlarını kamuoyuyla paylaşmaktan çekindik.
Bu kentin mimarları yeni yönetimden şunu talep ediyor; Hangi koşul altında olursa olsun TOKİ canavarıyla işbirliği yapmayın.Bir dönüşüm yapılması gerekiyorsa meselenin insani boyutunu ön plana çıkaran projeler üretin. Biz bu projelere destek vermeye hazırız. Ve lütfen sizleri eleştirebilmemize olanak sağlayın.Bize kızmayın.
Değerli arkadaşlar; Bize göre bu kentin en büyük sorunlarından biride parsel bazında plan tadilatlarıdır. Yani bir yerin mevcut imar durumunun değiştirilerek inşaat yoğunluğunun birkaç katına çıkarılması. Çevre Şehircilik Bakanlığının ve Bölge Koruma Kurullarının hali hazırda yürüttügü kentin seçkin alanlarını talan etme politikası maalesef Diyarbakır’da da devam ediyor. DSİ bahçesindeki tescilli yapıların tescil kararlarının kaldırılarak alanın hükümet yandaşı kurumlara peşkeş çekilmesi, yine bakanlık tarafından mevcut stadyum alanın plan tadilatıyla inşaat yoğunluğu artırılarak AVM ve ticari işletmelere verilmesi ve son olarak Karayolları bahçesindeki tescilli yapılar için yıkım kararı alınarak yerinin Cami yapılması için Diyanete tahsis edilmesi.
Biz bu kentin sivil toplum örgütleri olarak basın açıklamaları yaptık hepsi için bakanlığa ayrı ayrı davalarlar açtık ve dedik ki bakanlığın bu uygulamalarını Kürdistan tarihine,kültürüne,doğasına tecavüz sayıyoruz.
Peki Biz bu uygulamalara karşı çıkarken yereldeki imar politikalarımız nasıl yürüyordu? Tartışma konusu olan birkaç örnekle özet geçeceğim.
Yıl 2005 lise Cad.Obitaş bloklarının yerinde plan tadilatıyla bir karış toprak bırakılmayacak şekilde inşaat yoğunluğu arttırılarak inşaata başlandı. Mimarlar odası açıklama yaptı bu caddenin ne altyapısı ne trafik akışı bu yoğunluğu kaldırmaz. Dikkate alınmadık. Şube başkanımız müteahhitler tarafından ölümle tehdit edildi. Arkasından Bağlarda Babil alışveriş merkezi benzer yoğunlukla inşaata başladı.Son örnekte hemen belediyenin arkasındaki inşaat benzer emsal değerleri ile inşaata başladı. Ve şu anki hali? bu inşaatların altında açılan ticari işletmelerin yarattığı trafik yoğunluğu bırakın o caddeden araçla geçmeyi yürüyerek bile geçmenize izin vermiyor nerdeyse. Sadece bu üç inşaat bile bu kentin bazı merkezlerini nasıl kaosa dönüştürdüğünün çok açık örneğidir.
Bu kentin mimarları yeni yönetimden şunu talep ediyor; Hangi koşul altında olursa olsun Parsel bazında imar plan tadilatları yapmayın. Bizler 2005te obitaş bloklarından gerekli dersleri çıkarmış olsaydık plan tadilatıyla imarı değiştirilen Kırklardağı bugün bir utanç abidesi, bir kültürsüzlük örneği olarak karşımızda durmuyor olacaktı.
Teşekkür ediyorum.Herkesi Saygıyla Selamlıyorum
Merthan ANIK
Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı