Basın Açıklaması: Yeter Artık, Durdurun Bu Yıkımı!

18 Mayıs, 2016
20070
Basın Açıklaması: Yeter Artık, Durdurun Bu Yıkımı!









BASINA VE KAMUOYUNA

Kentimiz Diyarbakır’ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağı, “operasyonlar sonlanmıştır” açıklamasına rağmen 168 gündürdevam etmektedir, yıkımın boyutu telafi edilemeyecek düzeye ulaşmıştır. 

Bununla birlikte sözde kamu yararı adına alınan acele kamulaştırma kararına altlık oluşturmak için hasar tespiti adı altında, Sur'da bir tiyatro oyunu sahnelenmektedir.

Girişleri kapatılarak sokağa çıkma değilde, artık sokağa girme yasağına dönüşen kısıtlamanın yanında neyse ki Sokağın tavanının yüksek olduğunu biliyoruz.

Sur'daki yıkım boyutunun sadece uçak seyahatleri esnasında gözlemlenebildiği de acı bir durumdur.

Bu fotoğrafta da görüldüğü üzere Uğruna Tahir Elçiyi yitirdiğimiz dört ayaklı minare ve çevresindeki yıkımın tarif edilemez boyutlara ulaştığı görülmektedir.

Asli görevlerimizden olan alanda mevcut durumu inceleme talebimiz valilikçe reddedilmiştir.

Koruma kurulunun 

- Güvenlik noktaları için verdiği olur kararları.

- Sur geneline yayılan beton bloklara verilen olur kararı.

- Alanda halen devam eden yıkımla birlikte hafriyatın da taşınması ve ağır iş makinalarının çalışmasına verilen olur


Kararlarına dönük tarafımızca yürütmenin durdurulması, karar iptalleri ve suç duyuruları için gerekli hukuki süreç başlatılmıştır. 

Kültür Varlıklarını Koruma Bölge kurulunun, almış olduğu Hukuksuz kararlar ve gerekli noktalarda müdahalesiz duruşundan ötürü mimarlar odası olarak sürekli görev hatırlatması yapmak durumunda bırakılmaktayız.

Şöyle ki; UNESCO koruması altına alınan 82 burçtan biri olan “Keçi Burcu” üzerine yerleştirilen TUVALET olayındaki sessizliği tarihe kültüre ve insanlığa yapılan saygısızlığa onay vermesi anlamına gelmektedir. Kurulun bu duyarsızlığını kınıyor ve gerekli hukuki süreci bir ivedilikle başlatacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.

Sur içinde 6 aydır süren yıkıma sessiz kalmayı tercih eden UNESCO’yu, Sur'un bizzat kendisine yapılan bu çirkin müdahaleye karşı göreve çağırıyoruz.

Anılarımıza çocukluğumuza, hikâyelerimize şahitlik eden evlerimizin, sokaklarımızın, avlularımızın yıkımını durdurmazsak tarih hiç birimizi affetmeyecektir.

Yeter artık, durdurun bu yıkımı